10 Mart 2015 Salı 11:00 |
|
RENK NEDİR? Renk nedir? Kiraz neden kırmızıdır. Portakal’a neden turuncu denir. Yapraklar yeşil diye anılırken neden gökyüzünü mavi olarak görüyoruz. Gündüz beyazken gece neden karadır? Doğarız, büyürüz, öğreniriz. Aslında kabulleniriz. Bebekken, ya da küçük bir çocuk iken merak ederiz, sorular sorarız. İtiraz ederiz. “baba neden yapraklar yeşil? diye sorarız…” yeşil de o yüzden yeşil” diye saçma bir cevap alırız. Başka bir gün “ anneciğim sütün rengi neden beyaz?” diye sorar başka bir mantıksız cevap alırız… Sonuçta pes ederiz… Duruma ayak uydurur bir daha da düşünmeyiz bile! Bilindiği gibi biz ışık sayesinde görürüz. Renkler esasında ışığın bir yansımasıdır. Portakal turuncu rengi yansıttığı için turuncudur. Karpuz kırmızı rengi yansıtır ve biz karpuzu kırmızı olarak kabul ederiz. Işık bütün renkleri içinde barındırıyor ve varlıklar üzerine yayılıyor. Varlıklar bütün renkleri içinde barındıran ışığın sadece bir rengini bize yansıtıyor diğerlerini emiyor. Portakal güneşin bütün renklerini alıyor, emiyor sadece turuncu rengi bize yansıtıyor. Yani turuncu rengi kabul etmiyor bize gönderiyor. Peki portakal neden turuncu oluyor? Aslında portakal sadece turuncu değil. Doğuştan renk körü olan kişiler bizim kırmızı olarak gördüğümüzü yeşil olarak görüyor ama onu kırmızı olarak kabul ediyor. Aynı kişi bizim yeşil olarak gördüklerimizi kırmızı olarak görüyor ama yeşil olarak kabul ediyor. Peki dünyadaki insanların tümü renk körü olsaydı ne olurdu?… O zaman kırmızı yeşil, yeşil de kırmızı olurdu… Renkler bir kabuldür, ön yargıdır aslında. Belki de o yüzden renkler ve zevkler tartışılmamış. Aslında bu yargı da bir ön yargı. Neden tartışılmasın ki. Bal gibi de tartışıyoruz, tartışabiliriz. İnsan, bilmediği şeye düşmandır. Zaman zaman değerlendirmeler yapar iyi deriz, kötü deriz. İyi ama ne kadar iyi. Kötü dediğimiz şey belki de iyidir. Çirkin zannettiğimiz bir şeyi sonraları çok beğendiğimiz olmuştur. Çok güzel olduğundan emin olduğumuz bazı şeylerin o kadar da güzel olmadığını fark etmişizdir. Aşkın gözü kördür sözü de buna işaret ediyor bence.
Renkler ve zevkler tartışılmazmış!... Neden? Neden tartışılmasın ki? Tartışma alanlarımızı niçin daraltıp kendimizi daracık kalıplara sokalım. Özgürlüğümüzü neden kısıtlayalım. Tarih, özgürlüğü için yaşamını hiçe sayan toplumlarla dolu iken biz niçin özgürlüğümüzü kendi ellerimizle, kendi ön yargılarımızla sınırlayalım. Tartışmadığımız, düşünmeden doğru olduğunu kabullendiğimiz birçok yaklaşımlarımız vardır. Örneğin “bardağa dolu tarafından bakmalı” dayatılır bize. Halbuki zaman zaman boş tarafından da bakabiliriz. Belki de bu, bizim eksikliklerimizi görmemizi ve özeleştiri yapmamızı sağlayabilir. Biz hep ayağımızı yorganımıza göre uzatırız. Yorganı ayağımıza göre uzatmayı, büyütmeyi hatta yanına bir battaniye almayı düşünmeyiz. Çünkü “ayağını yorganına göre uzatmak” bir kuraldır Kendi kurallarımızın esiri olmayalım. Tartışmasız kabul etiğimiz ve tabu haline getirdiğimiz konuları zaman zaman gözden geçirelim. Tüm insanların renk körü olduğu ülkelerde kırmızılar yeşildir unutmayalım. 10/12/2009 Fatih GENEL
| ||||||
Okunma Sayısı
: 12632
| ||||||
|