30 Nisan 2015 Perşembe 16:00 |
|
AHAL TEKE ATLARININ İZİNDE TÜRKMENİSTAN Ondokuz sene önce İngiltere’de İsviçre’li bir kızla tanışmıştım. Atlı binicilik hocasıydı.Bana “Ahal Teke Atı’nı biliyor musun?” diye sormuştu…Bilmiyordum…Çok şaşırmıştı.Bu kadar ünlü bir Türk atını bilmememi garipsemişti…Mahçup olmuştum…Sonradan araştırdığımda Ahal Teke atına olan ilgim ve merakım katlanarak artmıştı.
İşte o günden beri Ahal Teke’ yi ve onun menşei Türkmenistan’ ı merak etmişimdir. Türkmenistan At Bakanlığı Bakan Yardımcısı Orhan Bey’ den At Bayramı için Türkmenistan’ a davet aldığımda içimde oluşan heyecanı tarif edemem. 21 Nisan’ ı iple çekiyordum. Havaalanında 150 kişiden fazla Türk Delegasyonuyla buluşup, sıkıntılı vize-pasaport ve bilet işlemlerinin ardından 22:30 gibi uçuşa geçiyoruz… Üç buçuk saatlik bir yolculuğun ardından (saat farkından dolayı) sabaha karşı Türkmenistan’ ın başkenti Aşkabat’ tayız… Aşkabat modern bir şehir… 1991-1992 Yılında bağımsızlığını kazanan Türkmenistan aslında çok mesafe katetmiş… Başkent Aşkabat kelimenin tam anlamıyla beyaz şehir… Tabi bu gündüzleri… Geceleri ise adeta “ışıklar” şehri… Şanzelize Meydanı’nı görmüştüm, hem de Krismıs’ta… Oradan bile ışıltılı Aşkabat. Modern ve gerçek bir mimari kişilik taşıyan (kamu) binaları, başkente karakteristik bir özellik katıyor… Tüm binalar, sonradan Türkiye’ den getirildiğini öğrendiğim beyaz mermerlerle kaplı… Öyle damarlı mermer cinsinden değil… Süt beyazı denilen ve hiçbir “damar” olmayan mermer… Beyaz Şehir Unesco tarafından tescil edilmiş… Geceleri ise inanılması zor bir aydınlatma ve ışık cümbüşü… Rengârenk… Rüya gibi...Etkilenmemek mümkün değil… Türkmenistan 6 milyon nüfusa sahip aslında küçük bir devlet… Ekonomi,doğalgaz, elektrik enerjisi, pamuk tarımı ve petrole dayalı… Kişi başına düşen gelir 5-6 bin dolar civarında… Zengini çok zengin,fakiri çok fakir?... Klasik Türk misafirperverliği açıkça görülüyor… Bir gün sonra ciddi bir yarışa girecek özel bir Ahal Teke Atına binmemize bile müsaade edebiliyorlar… Bilgisayar teknolojisi olmadığından mı yoksa sistemden mi bilinmez ama yavaşlar… Hiç aceleleri yok… Basit bir işlem için birkaç saat bekleyebilirsiniz?! Harika yollar, geniş parklar, modern meydanlar, devasa anıtlar ve ışıltılı binalar çok ama Aşkabat’ ın yeni merkezinde parklarda oynayan çocuklar veya eğlenen insanlar göremezsiniz… Sokak hayvanı; kedi ve köpek görmekte neredeyse imkansız… Türkmenistan kızları ve delikanlıları için ince ve uzun boylu diyebiliriz. Çıta gibiler… Kızların başı açık… Ama evlenince kapanıyor. Okullu kızların ve erkeklerin başında geleneksel bir başlık bulunuyor. Suç oranı düşük… Sabırlı ve saygılı insanlar. Şımarık değiller. Ak Sakallılar toplumda saygı görüyor. Gençler kuzu postundan yapılmış beyaz kalpak takarken yaşlılar siyah kalpak kullanıyor. Düğün adetleri Anadolu’ ya çok benziyor… Düğünler genelde evlerin önünde yapılıyor. Düğün evinin önüne iki çadır kuruluyor ve dışarıda açık alanda pişirilen et ağırlıklı yemekler kadınlara ayrı , erkeklere ayrı çadırlarda servis ediliyor. Her vesileyle Huda Yolu denen yemekler ikram ediliyor. Halkın yüzde seksenbeşi Türkmen… Bunun dışında Rus, Özbek ve Tatar da bulunuyor. Türkmenistan’ da turizm pek gelişmemiş… Çok da hevesli değiller… Aslında turistler halk tarafından saygı görüyor… Ama devlet politikası olarak turizm ön planda değil… Vize almak fermana mahsus. Türkmenistan spora çok önem veriyor. Devlet Başkanı da sporcu… At biniyor, bisiklet sürüyor ve dünyada benzeri olmayan “Sağlık Yolu” nda yürüyüş yapıyor. Okullarda her öğrencinin sporun bir branşında uzmanlaşması hedefleniyor… 2017 Asya Olimpiyatlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanan Aşkabat’ ta Dünyanın en büyük spor komplekslerinden birisi inşa ediliyor… Bir Türk firması tarafından inşaatı hızla devam eden tesisler çok görkemli… Türklerin ve Türkiye’ nin inşaat sektöründe etkisi tartışılmaz. 1948’ de yaşanan depremde Aşkabat yerle bir olmuş ve belki de bu yüzden Başkent’ te nüfus az… Bir milyon civarı bir nüfus yaşıyor Aşkabat’ ta… Ama 2017 Asya Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak olması onlar adına gurur verici!... Türkmenistan’ da Devlet, Devlet Başkanı tarafından yönetiliyor… Devlet Başkanı tam yetkili… 7-8 tane devlet kanalı dışında TV bulunmuyor… Ciddi bir yasaklar ülkesi dersek abartmış olmayız. Mesela sokakta sigara içmek, saat 11.00’ den sonra sokakta dolaşmak, sokakta bir şeyler yemek, halk pazarında fotoğraf çekmek yasak?! Ülkede facebook, twetter ve youtube yok… İnternet çok zayıf… Petrol sudan ucuz… Doğalgaz ve elektrikte öyle… Taksi sistemi pek gelişmemiş ama özel otomobiller de taksi gibi hizmet verebiliyor… Aşkabat’ ta Yimpaş dışında bir alışveriş merkezi yok gibi… Başkent’ in dışında, çölün ortasında kurulan “Çöl Pazarı” önemli bir mekan… Ağırlıklı Türkiye ürünleri olmakla birlikte yerli ve el yapımı ürünler de bulmak mümkün… Milli Türkmen Kalpağı, kostümleri ve deve yününden yapılmış ürünleri ucuzundan bulmak isterseniz çöl pazarına gitmeniz gerekiyor. Halkın yüzde sekseni Müslüman… Ama çok dindar oldukları söylenemez… Yeni Aşkabat’ ta pek cami ve ezan sesi duyamazsınız… Ama Devlet Başkanı Türkmenbaşı’ nın yaptırdığı Türkmenbaşı Camisi (Ruh Mescidi) göz kamaştırıyor… Geleneksel elbiseleri ipek ve yüne dayalı… İpek halıları özellikle yün halıları çok ünlü… Sertifikasız olarak ülke dışına çıkarılması yasak… Türkmenistan da 6 tane şehir (eyalet) var… Bir şehirden başka bir şehire gitmenin ve orada kalmanın belli kuralları ve izinleri var… Ülkenin; İran, Afganistan, Kazakistan, Özbekistan ve Hazar Denizi üzerinden Rusya ve Azerbaycan ile sınırları buluyor. Türkmen Pilavı Milli Yemek gibi… Özellikle Daşoğuz Bölgesinin Pirinci ile yapılanı çok makbul… Tabi Türkmen Mantısını söylemezsek mantıya haksızlık etmiş oluruz. Vaharman Kavunu ise çok özel… Uzun bir kavun… Bir metre boyunda ve çok meşhur. Amu Derya Nehri’nin ve özellikle Hazar Denizinin Kızıl Balığı Türkmenlerin balık ihtiyacına cevap veriyor… Bir de cehennem kapısı var! Eskiden Daşoğuz bölgesinden yoğun miktarda doğalgaz çıkarılmış ve rivayete göre ocaklara su basılmadığından senelerdir durmaksızın yanan bir Cehennem Kapısı ortaya çıkmış…
Türkmenistan; Dünya’ da At Bakanlığı olan tek ülke… At Bayramı da öyle… At, tabi ki Ahal Teke Atı onların herşeyi… Sanıldığı gibi at eti yemiyorlar ve at sütü içmiyorlar… Dolayısıyla kımız da yok… Atı seviyorlar, Ahal Teke Atı’na ise bayılıyorlar… Türkmenistan’da Ahal Teke’ye ilk dokunduğumda çok heyecanlanmıştım…Ondokuz yıllık bir kavuşma arzusu gibiydi…Heyecan verici.
Ahal Teke’nin her DON’u var…Alı, Kırı, Yağızı, Doru…Altın sarısı rengine Mele diyorlar…Dünya da bir eşini bulmanız imkansız… Enterasan bir bilgi daha…İnternette “ görseller”’i tıkladığınızda en sık çıkan MELE don’lu o ünlü Ahal Teke Atı’nın özel adı Bitaraplık…Yani tarafsız… Ahal Teke Atı’nın başı küçük ama dimdik…Boynun baş ile birleşme yeri çok ince ama boyun göğse doğru hızla kalınlaşıyor ve güçlü bir atın görkemini gözler önüne seriyor…Bacaklar ince ve uzun…İngiliz Atı’ndan biraz küçük, Arap Atı’ndan biraz yüksek…Kısa mesafede çok hızlı…Tüyleri kısa ve parlak…Gözleri çok narin…Kısacası özenle yaratılmış muhteşem bir sanat eseri… At yaşamın önemli bir kısmını temsil ediyor… At Bayramı’ nda yapılan yarışlarda 28 adet otomobil hediye olarak veriliyor… At güzellik yarışmasında da önemli ödüller ortaya konuyor . At yarışlarındaki biniciler, çocuk denecek yaşta… Gençlerin yaptığı zorlu Djigitovka (Cigitovka) sporu revaçta. Son sürat giden atın üzerinde yapılan hareketler; atlayıp tekrar binmeler ve atın karnının altından geçmeler yüreğimizi ağzımıza getirecek cinsten… Yıllardır merakımı kamçılayan hayallerimi süsleyen Ahal Teke Atlarının ana yurduna varmak, o güzelim atlara dokunmak, onları sevmek, Orta Asya’ da, Ata Yurdunda at sürmek büyük mutluluk… Daha şimdiden tüm yorgunlukları unutup önümüzdeki yılın At Bayramını iple çekiyorum…
Atlı ve Mutlu günler diliyorum.28.04.2015
faih@genel.web.tr
www.fatihgenel.com
| ||||||
Okunma Sayısı
: 17013
| ||||||
|